18 Ocak 2009 Pazar

Yeniköy Kahvesi


Bu pazar çalışmıyorum !

Güzel pazar sabahları için fiks bir programım vardır. Programın 3. maddesi dışarıda edilen güzel bir pazar kahvaltısı.

Yaz güneşinin kötü bir taklidi gibi parlamaya çalışan güneş iliklerimizi ısıtırken, nerde ne yesek ,napsak diye kararsız kaldık. Karar verme ile ilgili büyük problemlerimiz var.
Her neyse, pazar sabahları azıcık güneşi gören tüm İstanbul ahalisi bizim gibi sokaklara dökülmüştü. Ortaköy'de otoparklar doluydu, Bebek'te trafik sıkışıktı, Kale 'de masalar neredeyse sokağa taşmıştı ...
Derken İstinye'yi de geçtik ve bu kadar kalabalık bana pazar pazar çok gelmeye başladı. Tam tansiyonum düştü açlıktan diye hursuzluk yaratmak üzereydim ki, bir kaç ay önce çay içmeye gittiğimiz "Yeniköy Kahvesi" geldi aklımıza.


Küçükken çok sevdiğim ve bir yaz tatili boyunca döndüre döndüre okuduğum " Gizli Bahçe " diye bir kitap vardı. İşte bu Yeniköy Kahvesi'nin girişi tam bir "Gizli Bahçe" . Yeşillikler arasında uzanan bir merdivenle oflaya puflaya tırmanıyorsunuz. Tam "Sana geliyorum Allah'ım" diye nefesinizin kesildiği anda karşınıza çıkıveriyor.

Sigara içenler ve içmeyenler için ayırılmış iki ayrı kapalı kısmı ( sigara içmeyenlerinki bayağı küçük tabii) ve yazın çok güzel olduğunu tahmin ettiğim bir açık bahçesi var, boğaza nazır. Aile işletmesi gibi görünen Yeniköy Kahvesi'nde birbirinden tatlı ve becerikli kızlar servis yapıyor, oldukça da hızlılar.

Fiyat / fayda analizi yaparsak, iki ayrı çeşit kahvaltı tabağı, mıhlama,iki kaşarlı simit, ikişer çay, patates tava ( yyuuuhhh beaaa) yedik ve toplam 50 TL verdik. Eh bence gayet iyiydi boğazda bir pazar kahvaltısı için. Yediklerimiz gayet güzeldi, doyduk, şikayet edilecek hiçbir şey de bulamadık hatta . Bıktırıcı pazar sabahı kalabalıklarına kahvaltı etmek niyetiyle girip hayattan soğumamak için tekrar tercih ederiz diye düşünüyorum.


Eh, her şey güzel olacak diye bir kural yok, burada da ne yazık ki nakit dışında paranız geçmiyor, yani kredi kartınıza , yok efenim ticket- sodexho nuza güvenip te gitmeyin. Para çekmesi için giden kocamı beklerken kendimi rehine alınmış bir tutsak gibi hissettim ve gazete okur gibi yaparak tedirgin bakışlarla etrafımı süzdüm....


Tavsiye ediyorum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder