14 Ekim 2010 Perşembe

Bebek vs Ben


Çocuk sahibi olmanın yerleşik ve düzenli bir hayata açılan bir pencere olduğunu düşünen insanlara çok gülüyorum bugünlerde. Hem de öyle böyle değil... Bilmiyorum akıllarında çocuk sahibi olmayı nasıl bir şey zannediyorlar, ve sıkıcı bir hayatla, durağan ve sabit bir düzenle özdeşleştriyorlar. Arkadaşlar, büyük bir sırrı açıklıyorum, çocuk sahibi olmak demek, bütün dünya ve içindekiler patlamaya hazır bir kola kutusu gibi aşağı yukarı sallanıp dururken sakin ve dengeli kalabilmeye çalışmak demektir.


Bebek daha geçen aya kadar emeklemeyi bile beceremezken şimdi geceleri bir arkamı dönüyorum, yatağında ayağa dikilmiş pis pis sırıtarak bana bakıyor. Birdenbire yürümeye çalışmalar, bu çalışmalar sırasında bol bol yere kapaklanmalar. Bir de , yani bu cümleyi kurarken bile komik geliyor ama, istediği şeyleri söylemeye başladı. Mama diyor, al diyor, baba diyor , abla diyor.. Peki anne diyor mu? Anladınız siz cevabı, neyse...


Tüm bu değişimlerin, minik kol çantası bebeğimin, istediklerini yapan asi bir bebeğe dönüşme sürecinin en hayret verici kısmı da şu ; bana gıcık olmaya başladı. Yo abartmıyorum, hayır halüsinasyon görmüyorum . Bebeğim , bana bildiğimiz gıcık oluyor, benimle yemek yemiyor, uyutmaya çalıştığımda uyumuyor, ninni söylemeye başladığımda kıkır kıkır gülerek dalga geçiyor... Hoş bunun bebeğin anneye karşı normal bir tepkisi olduğunu söyleyen milyon tane kitap okudum ama. Ne diyim ya.


Bir de okula başladık , ben ona bebek okulu diyorum. Haftada bir gün, bir saat giderek sosyalleşecek , biz de onu bu kış günlerinde oyalamanın bir yolunu daha bulmuş olacağız . İlk seferimizde beni de şaşırttı ve bol bol ağladı. Ağlayıp korkarak bana doğru sokulmasından ve bana sarılmasından psikopatça bir zevk aldım. İtiraf ediyorum, hiç bir aşık bir anne kadar bencilce sevemez ve ben de bir istisna değilim...


Hep beni sevsin sırf beni sevsin :P

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder